VAKF’A VÂKIF OLMAK

Vakıf, Arapça bir sözcük olan “veka-fe” fiilinden türemiştir. Vakıf çeşitli kaynaklarda farklı anlamlarda belirtilmiştir. Bunlar, durmak durdurmak, durmasını sağlamak, alıkoymak, tamamen vermek, büsbütün vermek, adamak, bağışlamak, bir malı veya mülkü vakfetmedir. Ayrıca, Larus’ta, “Tüzel kişiliğe sahip olmak üzere bir malın belirli bir amaca tahsisi, menfaatinden yararlanmak üzere bir mülkü Allah’ın mülkü sayma” ve TDK’nun sözlüğünde “Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarda ve resmi bir yolla ayrılarak bir kimse tarafından bırakılan bir mülk veya para” şeklinde açıklanmıştır.

İçimizdeki iyilik duygusunun müesseseleştiği ve kalıcı hale geldiği yer olan vakıflar, aynı zamanda toplumu ayakta tutan kurumlar olarak da kendini göstermektedir. Hemen tüm vakıf mallarının vakfiyelerinde büyük bir özenle vurgulandığı gibi, bu eserlerin ilmi, içtimai ve sıhhi alanlarda muhtaçlar için kullanılacağı yazılıdır.

Şüphesiz vakıflar, insanın özündeki iyilik ve yardımlaşma duygusuyla ve inançların birleşmesiyle hayat bulup güç kazanmıştır. İslam dünyasında ve Türk devletlerinde vakıfların yaygınlaşması ve güç kazanmasının en büyük nedeni  “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır; malın en hayırlısı Allah yolunda harcanandır; vakfın en hayırlısı insanların en çok ihtiyaç duyduklarını karşılayandır; İlmi olan kimse ilminden, malı olan kimse malındantasadduk etsin”  tavsiye ve prensipleridir. Bu ilkeler Müslümanların mallarını bağışlama ve vakfetmelerinde adeta birbirleriyle yarış etmelerine vesile olmuştur.

Vakfın  üç temel unsuru vardır. Bunlar: Vakfeden (Vâkıf), Vakfedilen Mal (Mevkûf), Hayır Şartı (Hayrat)’dır.

Anayasamızda altı çizilen sosyal devlet anlayışı ile sivil toplum örgütlerine daha fazla etkinlik verilmesi anlayışı vakıflarda buluşmakta ve anlam bulmaktadır. Günümüzde kamu yararına faaliyet gösteren sosyal yardım kuruluşları da vakıfla benzerlik gösterse de vakfın muhtevası farklıdır. Tüzel kişiliğe sahip vakıfların geçerlilik kazanabilmesi için hiç şüphesiz takip edilmesi gereken yasal prosedür bulunmaktadır. Bunlar, vakıf senedinin hazırlanması, ilan, tescil gibi hususlardır. Vakıf senedi tabiri caizse vakfın anayasası hükmündedir. Neyin, nasıl, ne şekilde, ne şartlarda yapılacağı burada belirtilir. Vakıf işlerini idare etmek üzere tayin edilen kişiye mütevelli denilmektedir. Vakfeden ailesinden birini de mütevelli olarak belirleyebilmektedir.

Vakfedilen mal alınıp satılamaz, bir kişi ve kuruluşun mülkiyetine giremez. Vakfedilen şey kural olarak gayrimenkul ve buna bağlı gelirleri olmaktadır. Vakıflarda süreklilik vardır. Geçici süreli bir şartlı  tahsisle vakıf söz konusu değildir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken en büyük husus vakıf senetlerinde de belirtildiği üzere vakfedilen malların korunması ve usulüne uygun kullanılmasıdır. Maalesef pek çok vakıf eserinin günümüze intikalinde sorunlar yaşandığı ve korunamadığı için zaman içinde vakfiye amacından uzaklaştığı bilinen bir gerçektir.

Anadolu’da kurulan ilk vakıf 1048 tarihinde Erzurum’da Seyyid Şerif Halil Güci Divani tarafından kurulan vakıftır. Osmanlı’da ekonominin beşte biri vakıfların elindeydi. Osmanlı’da vakıflar, çok farklı amaçlar için kurulmuştur. Bunlar, dini hizmet, eğitim, sağlık, belediye hizmetleri, bayındırlık ve askeri hizmetlerdir. Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine, bu ülke insanının sahip olduğu tarih bilinci ve sorumluluğunun yaşatıldığı vakıflar, aynı zamanda bu değerlerin dünden bugüne ve yarınlara aktarıldığı alanlardır.

Cumhuriyet döneminde vakıfların, dini ve hayır amaçlarının yanı ticari sahalara da el atmıştır. Örneğin zeytinlikler ve menba suları, bankacılık gibi.

5 Haziran 1935 tarihinde yürürlüğe giren “2672 Sayılı Vakıflar Kanunu” ile vakıflar, yönetim biçimlerine göre 3 kategoriye ayrılmıştır.

1.Mazbut Vakıflar: Ayrı  bir tüzel kişiliğe sahip olmakla birlikte doğrudan doğruya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen vakıflardır. Bu vakıfların yönetimi, vakfı idare edenin soyu tükenip 10 yıl idarecisiz kalması, kanunen veya fiilen hayır hizmeti kalmaması üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçer ve artık Genel Müdürlük tarafından temsil edilir. Mazbut vakıfların sayısı 41.550 civarındadır.

2.Mülhak Vakıflar: Yönetimi soydan gelenlere şart edilmiş, mütevellilerince idare ve temsil edilen tüzel kişiliğe haiz vakıflardır. Faaliyetleri bakımından kamu yararına çalışan kurumlar olmalarına rağmen bir kamu kurumu olarak kabul edilmezler. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce niyabeten (naip, vekil) yönetilseler bile ayrı tüzel kişilikleri vardır. Mülhak vakıfların sayısı 300 civarındadır.

3. Cemaat ve Esnaf Vakıfları: Ülkemizdeki çeşitli cemaatlerin hayır, din ve ilim amaçlı kurdukları vakıflardır. Rum, Ermeni, Musevi, Bulgar, Gürcü, Süryani ve Kaldanilere ait vakıflardır. Bu vakıflar genellikle padişahlardan aldıkları fermanlara dayanır. Vakfiyeleri olmayan bu vakıfların 1936 yılında verdikleri beyannameleri vakfiyeleri sayılır. Cemaat ve esnaflara ait vakıfların sayısı 161’dir. Bunlarla ilgili özel Kanuni prosedür uygulanmaktadır.

Ayrıca Cumhuriyetten sonra şahısların isteği üzerine 721 Sayılı  Türk Medeni Kanunu’na uygun olarak bağımsız mahkemelerce kurulan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kuruluş senedine uygunluğu yönünden denetlenen vakıflara yeni vakıflar denilmektedir ki bunların sayıları da 5000 civarındadır.

Türkiye’nin emlak bakımından en zengin kuruluşu olan Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yönetiminde 56 bin 464 taşınmaz bulunmaktadır. Genel Müdürlüğün mülkiyetinde ve denetiminde bulunan tarihi nitelikteki eserlerin sayısı  ise, 14.965’tir. Bunların arasında 4949 camii, 1234 türbe, 658 hamam, 341 han-kervansaray, 327 medrese, 42 bedesten bulunmaktadır.

Vakıf ve Alucra’yı bir arada düşündüğümüzde Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerinden kalan Boyluca (Zun) Köyündeki Seyyid Mahmut Çağırgan Veli vakfiyesini ayrı tutacak olursak son yıllarda Alucralı hemşerilerimiz tarafından kurulan Tekoğlu Vakfı ve Alucra Kalkınma ve Eğitim Vakfı olmak üzere iki vakıf bulunmaktadır.

Gönül bu vakıfların sayısının artmasını arzu etmektedir. Alucra çok değerli iş adamları yetiştirmiştir. İnşallah bunların sayıları daha da artar, sermaye yapıları da güçlenir ve değişik alanlarda yeni vakıflar kurulur. Unutmamak gerekir ki, vakıflar sosyal ve kültürel hayatın gelişmesinde, psikolojik bütünlük, ruhsal olgunluk ve güven ortamı sağlanmasında önemli bir yer tutmaktadır.

Allah’ın (C.C.) mümine verdiği mal, sağlık, şöhret, ilim, zekâ ve çalışma kabiliyeti gibi beşeri kabiliyetlerden başkalarını da yararlandırmak “kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah rızası için) harcarlar” ayetinin tecellisidir.

Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsiniz. Al-i İmran Suresi 92

Muhtelif Vakfiye Örnekleri

Fatih Sultan Mehmet Vakfiyesi’nden

Bizatihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde kaim ve malumu-l hudut olan 136 bap dükkânımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakfı sahih eylerim.

Şöyle ki: Elde olunacak nemalarla İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim… Ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasbeyledim. Bunlar ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, bila istisna her kapıyı vuralar ve o evde hasta olup olmadığını sorarlar, var ise şifası şifayapolalar. Değilse kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Darülaceze’ye kaldıralar, orada salah bulduralar.

…Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ve şühedanın kavimleri ve Medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler. Ancak yemek yemeye ve almaya bizatihi kendi gelemeyenlerin yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içinde evlerine götürüle..

Sultan II Beyazıd’ın Vakfiyesi’nden: Allah’a ve ahret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamberi tasdik eden Sultan, emir, hakan küçük veya büyük herhangi bir kimseye bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eskitmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi, veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, fesih edilmesi veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse haram üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikap (Allah’ı unutmak) etmiş olur. Günahkârların alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün…

Kanuni Sultan Süleyman’ın Vakfiyesi’nden: Her kimse ki vakıflarımın bekasına özen ve gelirlerinin artırılmasına itina gösterirse; bağışlayıcı olan Allah’u Teala’nın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükâfatı sayılamayacak kadar çok olsun, dünya üzüntülerinden korunsun ve muhafaza edilsin.

NOT: Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yayınlarından faydalanılmıştır.

Saygılarımla,

Murat D. Tosun

About Murat Dursun Tosun

-1961’de İstanbul'da doğdu. Aslen Giresun’un Alucra ilçesinin Demirözü köyündendir. -İlkokulu ve ortaokulu Çeliktepe'de, liseyi Gültepe Endüstri Meslek Lisesi’nde, yüksekokulu Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde okudu. Yüksek Lisansı’nı Gebze İleri Teknoloji Enstitisü İşletme Bölümünde yaparak “Bilim Uzmanı” olarak mezun oldu. 1978-2006 yılları arasında İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde görev yaptı. 1997 yılı ile 2006 yılları arasında Şube Müdürü olarak çalıştı. Aynı zamanda 7 yıl süre ile Beyoğlu İstiklal Caddesinde bulunan ve 4/5'inden fazlası Maliye Hazinesine ait olan 54 bağımsız bölümlü Kastel İs Merkezi'nde (Atlas Pasajı) kamu adına yöneticilik yaptı. Nisan 2006'da emekliye ayrıldı. 2 Bloğunda yayınlanmış 1200’ün üzerinde makalesi vardır. Kitapları: 1-Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’nın Hayatı, Bulunduğu Görevler Yaptığı Çalışmalar ve Aile Efradı, Ekim 2014 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-0-6 (225 Sayfa) 2-Çağırgan Baba, Es-Seyyid İsmail Hakkı Çağırgan Veli Hazretleri, dedim Buyurdu ve Dualar, Ocak 2015 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-1-3 (205 Sayfa) 3-Çamoluk (Mindeval) Tarihi, Arşiv Belgelerinde Mindeval, Ocak 2015 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-2-0 (584 Sayfa) 4-Alucra’nın Emektar Şahsiyetleri-İz Bırakanlar, Mart 2015 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-4-4 (350 Sayfa) 5-Arşiv Belgelerinde Karahisar-i Şarki (Şebinkarahisar Tarihi), Mayıs 2015 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-6-6 (910 Sayfa) 6-Arşiv Belgelerinde Anadolu'ya Kafkas Göçleri İskânları Köle ve Cariyelik Sorunu, Eylül 2015 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-5-1 (449 Sayfa) 7-Kethüdazâde Mehmet Emin Ağa, Tirebolu Voyvodası-Şebinkarahisar Kaymakamı, Eylül 2015 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-7-5 (630 Sayfa) 8-Halepli Bir Osmanlı Mellahzâde Mehmed Mer'i Paşa Hayatı ve Hatırlattıkları, Ocak 2016 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-8-2 (268 Sayfa) 9-Ermeni Olaylarının Gelişimi ve Şebinkarahisar'da Yaşananlar (2 Cilt), Ocak 2016 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-0-6 (1263 Sayfa ) 10-Suşehri Tarihi Yazılarım, Şubat 2016 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-66245-2-0 (497 Sayfa) 11-Arşiv Belgelerinde Alaplı, Kasım 2016 Istanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-66245-4-4 (404 Sayfa) 12-Kasımpaşa Tarihi Yazılarım, Kasım 2016 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-66245-5-1 (326 Sayfa) 13-Alucra Gürbulak Köyü Nam-ı Diğer Çubuk-Feygas-Hanuk-Şeyh Mehmed, Kasım 2016 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-66245-3-7 (260 Sayfa) 14-Alucra Tarihi, Arşiv Belgelerinde Alucra, Şubat 2017 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-65187-3-7 (690 Sayfa) 15-Osmanlı Arşiv Belgelerinde Gümüşhane, Tarihte Yaşananlar ve Ayrıntıları 1695-1928 (2 Cilt), Şubat 2017 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-66245-6-8 (1099 Sayfa) 16-Osmanlı Döneminde Alucra'da Kaymakamlıkla İlgili Yaşananlar Sosyal Tarihin İzleri, Nisan 2017 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-66245-9-9 (752 Sayfa) 17-Arşiv Belgelerinde Giresun Yaşananlar ve Ayrıntıları (2 Cilt), Mayıs 2017 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-82485-0-2 (1085 Sayfa) 18-Arşivden Günümüze Yansıyanlar, Konular-Olaylar-Detaylar 1, Mayıs 2017 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-82485-3-3 (369 Sayfa) 19-Halil Rıfat Paşa, Ekim 2017 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-82485-4-0 (262 Sayfa) 20-Arşivden Günümüze Yansıyanlar, Konular-Olaylar-Detaylar 2, Kasım 2017 İstanbul, Rıhtım Dijital Matbaa, ISBN 978-605-82485-5-7 (353 Sayfa) 21-Sadr-ı İslam Es-Seyyid Hasan Paşa, Ocak 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-82485-6-4 (240 Sayfa) 22-Çağırgan Baba Bir Anadolu Alpereni Tarihi Roman, Ocak 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-82485-9-5 (132 Sayfa) 23-Hacı Mustafa Farûki Çorumî, Şeyh-i Şeyrânî, Nam-ı Diğer Kara Şeyh, Ocak 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-0-8 (194 Sayfa) 24-Arşivden Günümüze Yansıyanlar, Konular-Olaylar-Detaylar 3, Nisan 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-1-5 (356 Sayfa) 25-Şirket-i Hayriye’den Denizcilik İşletmelerine Şebinkarahisar ve Alucralı Çalışanlar, Nisan 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-2-2 (146 Sayfa) 26-Alucra, Şebinkarahisar ve Şiranlı Ulemâ, Mayıs 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-3-9 (390 Sayfa) 27-Osmanlı Arşivinde Trabzon Vilayeti – Arsin ve Yomra Belgeleri (2 Cilt), Haziran 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-5-3 (1412 Sayfa) 28-Alucra ve Çamoluk’un Gönül Sultanları Erenler ve Şehitler, Kasım 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-7-7 (352 Sayfa) 29-1.Dünya Savaşında Alucra ve Fevzi Çakmak Paşa, Kasım 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-8-4 (442 Sayfa) 30-Armutlu Köyü, Alucra/Giresun, Aralık 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-68087-9-1 (198 Sayfa) 31-Şebinkarahisar’da Bir İnci Tamzara, Aralık 2018 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-0-0 (566 Sayfa) 32-Arşivden Günümüze Yansıyanlar, Konular-Olaylar-Detaylar 4, Ocak 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-82485-7-1 (770 Sayfa) 33-Şehrengiz-i Alucra, Ocak 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-82485-8-8 (228 Sayfa) 34-Giresun’un Eğitim Tarihi, Mart 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-2-4 (618 Sayfa) 35-Arşiv Belgelerinde Kâğıthane, Mart 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-1-7 (276 Sayfa) 36-Osmanlı Arşiv Belgelerinde Zigana, Nisan 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-3-1 (130 Sayfa) 37-100.Yılında Şeyh Eşref Olayı, Nisan 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-4-8 (154 Sayfa) 38-Arşivden Günümüze Yansıyanlar, Konular-Olaylar-Detaylar 5, Mayıs 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-5-5 (404 Sayfa) 39-Osmanlı ve Sonrasında Trabzon Vilayetinde Yol Yapım Çalışmaları, Mayıs 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-6-2 (417 Sayfa) 40-Trabzon Vilayetinde Kaleler, Ekim 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-7-9 (596 Sayfa) 41-Arşiv Belgelerinde Hemşin, Ekim 2019 İstanbul, Depo Print Dijital Baskı, ISBN 978-605-81008-8-6 (392 Sayfa) Basılı 41 çalışması bulunmaktadır. Ayrıca yaklaşık 10 senedir Naht (Hatt-ı Ahşap) sanatıyla da ilgilenmekte olup, 2 kez İstanbul'da, 1 kez Şebinkarahisar'da, 1 kez de Alucra'da sergi açtı. 2015 yılı yaz döneminde Şebinkarahisar Halk Eğitim Merkezinde Naht (Hatt-ı Ahşap) kursu verdi. Blok adresleri: muratdursuntosun.wordpress.com alucradantarihebakis.wordpress.com / muratdt28@gmail.com
Bu yazı Hayatın içinden içinde yayınlandı ve olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın