25 Ağustos 1824 tarihli belgemizde Rusya’da esir iken firar ederek Trabzon valisi Çeçen-zade Hacı Hasan Paşa’ya dolayısıyla Osmanlıya sığınan Çeçen ümerasından Caferhanzade İbrahim Bey’in başından geçen bazı olaylara şahit olmaktayız.
Cafer Han’ın oğlu olan İbrahim Bey, Ruslarla savaşırken esir düşmüş ve Sibirya’da esir tutulmakta iken bir fırsatını bularak firar etmiş 9 adamı ile birlikte Buhara taraflarından Trabzon’a gelerek Vali Çeçenzade Hasan Paşa’ya sığınmıştır. Trabzon Valisi yetkisi dâhilinde kendisine 10.000 kuruş ihsanda bulunarak Hacca girmesine yardım etmiştir.
Ancak Hac dönüşü Arabistan’da eşkıya saldırısına uğramışlardır. Burada 3 adamı öldürülmüş kendisi de kolundan vurularak yaralanmıştır. Ayrıca bütün malları yağma edilmiştir. Güçlükle tekrar Trabzon’a gelmiş ve bu kez durumunu anlatan bir mektupla memleketine dönmek üzere Der-saadet’den yardım talep etmiştir.
Belgelerin okunmasındaki katkılarından dolayı Osmanlıca Tarih Edebiyat Grubu üyelerinden Hüseyin Dağ, Aşiyan Sahaf Etem Çoşkun, Murat Özgüngör, Hulusi Eren, Fırat Çağlayan, Adem Yüksel, Kadir Selvi, Abdülhamid Sancak, Osman Uğraşan, Yusuf Cantürk, Mustafa Demirel, Turan Kılıçaslan, Burhan Yalvaç, Refik Şen, Salim Tarakçı, Kadir Selvi, Ferdi Çifçioğlu, Muhammed Sarı, Hasan Çağlar, Man Khostro Mahfi, Zeki Özkan, Selim Lale, Mehmet Özen, Mehmet Said Selvi, Adem Kebabçı, Persone Nan Grata, Sinem Varlık, Hanife Şen, Hanife Bozkurt, Münevver Karaca Kılıç, Emine Kıran, İnci Abaroğlu, Sevinç Kahraman ve Ayşe Kaviloğlu’na çok teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Murat D. Tosun
Fon Kodu: HAT, Dosya No: 781, Gömlek No: 36559, Tarihi: 29 Z (Zilhicce) 1239 (25 Ağustos 1824), Konu Özeti: Esir bulunduğu Rusya’dan firar ederek Trabzon Valisi Çeçenzâde Hasan Paşa’ya dehalet ettiğine Paşa-yı muma-ileyhin tahrirartıyla İstanbul’a gönderildiğine Haccı ifa ile avdette Arap eşkiyası tarafından soyulduğuna, kendisine atiyye ihsanıyla memleketine dönmesine müsaade istediğine dair Çeçen ümerasından Caferhanzâde İbrahim Bey’den Sadaret’e.
Manzurum olmuşdur.
Devlet-i âliyyemizin bu kadar masârıfât-ı lâ yuhsası olduğunda bu makûle şeylere akçe sarfının sırası değil ise de artık muma-ileyh bu tarafa gelüb Hacc-ı Şerife gitmiş ve avdetinde garatzede olmuş olduğundan şân-ı merhamet görünür onbin guruşluk altun gönderdim atiyye olmak üzere muma-ileyhe. İta ve iktiza iden fermânı dâhi ısdar ve ita olunmuş.
Der-saadetlerinde müsafereten mukim olan Çeçen Umerasından Cafer Hanzâde İbrahim Beğ’in takriridir. Mâlûm-ı hümâyûn-ı mülükâneleri buyrulduğu üzere mir-i muma-ileyh bir müddetdür Rusyalu yedinde esir olmuş ve mukaddem ber takrib halâs ile bihar (bahr’in çoğulu; denizler etrafından) etrafında Trabzon Valisi kullarının yanına gelmiş be müşarün-ileyh kullarının bir kı’a mektubuyla geçen sene Der-saadetlerine vürud idüb Hacc-ı şerife gitmek arzusunda olduğunu ifade itmiş ve hâki-pâyi hümâyun-ı şâhânelerinden bi’l-istizan kendisüne merhameten.
Takrir-i kullarıdır ki;
Bu kulları Çeçen Hanlarından Cafer Hanın oğlu olub vilayetimiz Rusya memleketine mülâsık olduğundan yirmibeşsene kadar harb ve kıtal (öldüresiye muharebe etme) ile iştigal olunmuş ise de nihâyetü’l-emr kulunuzu dek ve hile ile davet ve kayd-ı esre (esaret kelepcesi) girifdâr iderek alt sene Sibir’de (Sibirya) tevkif itmiş ve bir aralık fursat-yâb olarak (fırsat bularak) leylen (bir gece) karar ve dokuz nefer etbaim ile Buhara tarafından hâlâ Trabzon Valisi Çeçenzâde Hasan Paşa Hazretlerine gelüb indi dâhi tahrirat (resmi mektup) ile Asitâne-i şevket aşiyaneye ru-mal (yer süren) ve Hamdullahi Teâla sâye-i hazret-i tacidâride edâ-yı farîze-i Hacc iderek nail-i emniye ve emal olmuş isem de bade’l-Hacc (Hacdan sonra) Cedide Boğazı’nda Urban (Arap) eşkiyası zuhûruyla üç nefer adamlarımı telef ve i’dam ve külliyen malımı gasb u garat (yağma) ve çakerlerini dâhi kurşun ile darb ve sağ kolumdan mecruh idüb bu suretle düçar ü sefâlet olarak ne hal ise ber takrib deryad übbehet karara dâhil olmuş ve bu esnâda ikafat (iyileşme) bulunmuş isem de devlet-i âliyye-i ebedüd devamın kulluğu ve sadâkatkârlığı iddiasında olduğumdan civarımızda olan Dağıstan askeri ve biladımız (beldeler) halkıyla bi’l-ittihad (birleşmek) İnşa-Allahu’l-Rahmân din-ü devlet-i âliyye ibrâz-ı hüsn-i hidmet ve izhar-ı müesser-i gayret ve sadakat itmek üzere vilayetim tarafına azimet arzusunda olduğum malûm-ı âliyeleri buyuruldukda ne vechile irade-i seniyyeleri taalluk ider ise ol-babda emr ü ferman hazret-i men-leh’ül emrindir.
Bende Mir el-Hacc İbrahim Caferhanzâde Hakkı
On bin guruş atiyye-i seniyye-i şâhâne inâyet ve ihsan buyurularak Hacc-ı Şerife i’zâm ve irsâl kılınmış olmakla saye-i hümâ-vâye-i şâhânelerinde edâ-yı farize-i Hacc-ı Şerif iderek altı nefer bekasıyla yine Asîtâne-i saadetlerine avdet ve şimdiye kadar misafir virilen mahalde ikâmet ile bu def’a işbu takriri takdim ile mealinde ve gerek şifahen vaki olan ifadesinde elyevm memleketinde olan babası Cafer Han ve kendüsi ve bi’l-cümle kavm ve kabileleri ahâlisi ez kadim devlet-i âliyye-i ebediyyü’d-devâmın hizmetkârlığı iddiasında olduğundan bahisle civarlarında olan Dağıstan askeri ve vilâyeti halkıyla bi’l-ittihad (birleşme) din-ü devlet-i âliyyeye hizmet ve izhâr-ı meâsir-i gayret etmek üzere bu def’a vilâyeti canibîne azimet arzusunda olub ancak eli boş gitmemek içün hiç olmaz ise babası ve kabilelerinin vücuh ve ahalisine hitâben iktizasına göre hizmet-i din ü âliyyeye teşvik ve isti’mâlat havi bir kıt’a ferman-ı âlî ısdar ve ita buyurularak kendüsi Trabzon canibinden vilâyetine i’zam olunmasını ifade ve istirham etmiş olmakla manzûr-ı şâhâneleri buyurulmak içün arz ve takdim kılındı. Mir-i muma-ileyh ulemâ ve salihâdan bir dâileri olub Hacc-ı Şerifden avdetinde dâhi Urbân (Arab) eşkiyasına bi’t-tesadüf garatzede ve….olarak düçâr-ı sefâlet olmuş olduğuna terahhümen mücerred (tek başına) isticlâb (celb etme) davât-ı hayriyyesi zımmında bu def’a dâhi harcırah olarak bir mikdar atiyye-i seniyye-i şâhâneleri ihsanıyla bi’t-taltif ol vechile avdeti ve istid’a eylediği fermân-ı âli dâhi sabklarına tatbikan iktizâsına göre tasdir ve ita kılınması hususlarında ne vechile irâde-i seniyye-i mülükâneleri şeref-südûr buyurulur ise muktezâyı münifi icrasına ibtidar olunacağı muhat-ı ilm-i âliyeleri buyuruldukda emr ü ferman hazret-i veliyyü’l emrindir.